Her zaman çok iyi hissedemeyiz, zaten iyi hissetmek bir görev veya stabil bir hal değildir .Bazen insanın güçlenebilmesi için açının değişebilmesi gerekir; Fakat kaçınılmazdır ki sağlıklı bir iyi hissetme hali hem ruh durumunuzu güçlü kılar hem de mücadele biçiminizi kuvvetlendirir. Olağan duygudurum değişiklik göstermektedir. Olağan duygudurumunuzun belirli bir aralıkta iniş çıkışları ‘’normal’’ ruh sağlığına işaret eder. Bu dalgalanma hali mutlu ve ya hüzünlü yaşam olaylarına bağlı olabilir; fakat bizi şartlardan çok ruh yapımız ayakta tutar aslında. Ruh sağlığı psikolojik ve fizyolojik bütünlük haline dayanır. Bir bütünlük içinde çalışan ruh ve beden bütünlüğü bazen sarsılabilir. Yaşam içindeki işlevselliğinizin bozulmaya başladığı anlarda, yaşamla başa çıkma biçiminiz daha fazla devreye girer. Bilişsel hataları hepimiz yapabiliriz fakat düşünce tarzınızın yaşadığımız sorunsala sebep olduğu noktalar kritiktir. Problemin tanımı ve problemin nasıl sürdüğü hayatınızın etkilendiği alanlara işarettir. Psikoterapi bu alanların çözüm anahtarıdır..
İşbirliği halinde yürüyerek, motivasyonumuzu, hedeflerimizi belirleyerek ve hızımızı ayarlayarak başarılı bir terapi süreci planlarız. Sahip olduğunuz sorunların çevredeki diğer insanlarla benzerlik göstermesi hatta aynı olması o kişilerin yolundan gitme konusunda sizi yanıltmasın. Kırılırsınız…Hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz…çünkü olaylar aynı olsa bile olaylara verdiğimiz tepkiler bizi birbirimizden ayıran süreçlerdir. Bilgi işleme süreçlerimizin farklılığından farklı tepkilerimiz olur. Olayla kurduğumuz ilişkiler ise duygular, davranışlar ve duyumlarınızı belirler. Herkes başlı başına bir bireydir..değerlidir, özeldir ve farklıdır. Bunu hissetmeniz önemlidir.
Yaşadığınız durum bir psikiyatrik bozukluk ve ya yaşam içerisindeki herhangi bir sorun alanı olabilir. Yaşam olayı olumlu ya da olumsuz olabilir, mutlu ya da mutsuz her iki şekilde de stres yaratan sonuçlar doğurabilir, sonuçlar ise tehlike ve ya sevinç olarak görünebilir. Fakat denge kaybolduğunda tutunmamaya direnmeyin lütfen… Klinik belirti ve bulguların tanımlanması sağlıklı yürütebilmek için olması gereken bir durumdur. Sonrasında birlikte attığımız adım yani terapi süreci, size daha iyi daha işlevsel bir hayat sağlayacaktır. Fırsatınız varken hayatı kaçırmak hem zaman kaybı hem de bir çözümsüzlük ispatidir. Yaşadığınız sorunlar konuşarak değil; konuşulanların hayata geçirilmesiyle çözüme kavuşabilir. İyileşme bu şekilde sağlanır. Değişim için de bu gereklidir.
Unutmamanız gereken; zorluklarla tek başına baş etmek zorunda değilsiniz. İyileşme bir mucize değildir bir süreçtir, doğru yapılandırılmış bir terapi sürecinde olmak ; kötü geçen bir gecenin sabahı taklit etmediğini, kötü başlayan bir sabahın öyle sürmeyebileceğini görmeye başlamanızı sağlar…ve iyileşme(işlevselliğinizi istediğiniz seviyede kullanabildiğiniz hal) tamamlandığında ise, olaylara karşı kazandığınız özel birtakım başa çıkma becerileri ve farkındalığınız sayesinde ; sarsıldığınız anlarda bazen küçük dokunuşlarla bazen de tek başınıza yürüyebilme haliniz sağlamlaşır. Ben bu hali; görüntünün görünüme dönüştüğü, kişinin en berrak hali olarak ifade ederim.
Küçük molalar vermek hayatınızı bir kenara bırakıp dondurma hali değildir. Hislerinizin, düşüncelerinizin, davranışlarınızın hayatınızı kaplamasına izin vererek, hayattan kaçarak huzuru bulamazsınız. Küçük nefesler yaratın..! Anı kaçırmayın; gelecek beklemekle gelmez harekete geçerseniz rüzgarı yakalayabilirsiniz. Psikoterapi süreci kendiniz için tasarladığınız gizil bir o kadar da özgür bir yardım sanatıdır. Daha iyi hissetmek mümkündür. Mutlu bir yaşam bu farkındalıkla gelir.
NOT: Özel Göztepe Hastanesi'nin web sitesinde de yayınlanmıştır.